top of page
YAĞMURA YAKALANMADAN...
Yağmur mu, kim korkar yağmurdan...

Herkese merhaba, sezon bitti ama motora binme hevesi biter mi? İçinde o tutkuyu hissedenler her daim motoruyla beraber olmak isterler. Genelde riske girmemek için hava şartları kontrol edilerek yola çıkılsada, gidilen bölgede beklenmeyen yağmur geçişleri ve olumsuz hava koşulları ile karşılaşmak olağan.
DONANIM VE KONTROLLER.
Bu ihtimali göz önünde bulundurarak, öncelikli olarak kıyafet donanımımızı sağlamamız gerek, yağmur geçirmeyen korumalı pantlon, mont, eldiven ve bot. Bu sırada motorun donanımsal olarak yola hazır olmasından emin olmamız gerek. Öncelikle lastiklere şu soruları sormalı, lastik diş derinliği kullanım için yeterli mi ? Herhangi bir hasar söz konusu mu ? Lastik hava basınçları tam mı ? Bu sorulara alınacak olumlu yanıtlar ile far, sinyal kontrolleri sonrası yola çıkmaya hazır olduğumuzu düşünebiliriz.
Hani öncelikle kıyafetlerin yağmur geçirmez olması dedik ya, çünkü kuru kalmak hayati önem taşır, hava sıcaklığının 10 derece olduğu bir havada, ıslak vücut ve rüzgar etkisi ile 0 ve altı derecelerde hissetmek çok mümkün. Bu ise hastalığa yakalanmanın öncesinde, üşüme nedeni ile konsantrasyon kaybına, motora hakim olamamaya, reflekslerin yavaşlamasına neden olacaktır. Bu durumda sıcak evinizde motorsiklet videoları izlemek daha sağlıklı olacaktır.
YOL, ZEMİN VE RİSKLER.
Islak zeminde lastiklerin sürtünme oranı %20 oranında azalır, tabi yağmurun ilk aşamasında yoldaki mevcut tozun su ile birleşmesi ile yarattığı sabun kayganlığı, su birikintileri ve gizledikleri çukurlar, araçların bıraktığı çamur artıkları vb. olası problemler riski daha da arttırır durumda. Tüm bunlara ilave olarak kaska çarpan yağmur damlaları, öncedeki araçlardan gelen sulu çamur karışımları görüşü olumsuz etkiylen faktörler arasında. Zeminin kötüleştiği, görüşün azaldığı durumda mevcut riskin çok daha arttığı tartışılmaz.
PEKİ NE YAPMALI ?
Seçimi baştan yapmış, tüm anlatılan riskleri göze almışsak yoldayız demektir, bu durumda hızımız normalden çok daha az olmalı, gaz açma, gaz kapama ve frenleme ağırlık transferine neden olacağı için transfer dengeli şekilde yapılmalı ve ani hareketlerden kaçınmalıyız.
Durma mesafesinin dramatik şekilde artması nedeni ile önümüzdeki araçlarla mesafe arttırılmalı, viraja giriş öncesinde uygun hız ve viteste olduğumuzdan emin olunmalı, hızımız stabil tutulmalıdır. Frenlemede ön arka fren dengeli şekilde kullanılmalı ve dik pozisyonda frenaj yapılmalıdır.
Viraja yaklaşırken, fren yaparak yavaşlama işlemini, yana doğru ağırlık vermeye başlamadan önce bitirin. Eğer yavaşlama esnasında, yatarak fren yaparken, kaygan bir yüzeyle karşılaşırsanız, düşmeniz kaçınılmaz olur. Özellikle köprü gibi yerlerdeki çelik yüzeylerin üzerinden geçerken yatay pozisyonda olmamak kayma riskini ortadan kaldıracaktır.
Yağışın çok daha hızlanması durumunda, en yakın yerde mola vermek, hatta sıcak bir sahlep ile içimizi ısıtmak en iyi ödül olacaktır.

Dört teker bedinini, iki teker ruhunu hareketlendirir...

bottom of page